Doğal kalsiyum kaynakları

Süt ürünleri çoğu zaman reklamlarda “kalsiyum tedarikçileri” olarak tanıtılıyor, çikolatalı gofret sayesinden “ekstra kalsiyum porsiyonu” ile beslenen, ışıldayan beyaz dişlere sahip çocuklar gösteriliyor. Hayvan sütünün kalsiyum zengini olduğu doğru. Ancak bunu pek kaldıramıyorsan, gönül rahatlığıyla kalsiyum içeren gıda maddelerinden el atabilirsin. Bunların hangileri olduğunu ve kalsiyumun vücuda nasıl fayda sağladığını buradan öğreneceksin.

 

1.Güçlü kemikler için kalsiyum

Kemiklerimizin büyük bölümü kalsiyumdan oluştuğundan, vücudumuza yeterince kalsiyum vermeye de özen göstermeliyiz. Çünkü kalsiyum eksikliği kırılgan kemiklere (kemik erimesine), hatta çocuklarda raşitizme yol açar. Kalsiyum güçlü kemiklerin yanı sıra sağlam dişler sağlar, kan pıhtılaşmasını, kasların büzülmesini ve vücuttaki uyarı aktarımını destekler.

 

2.Kalsiyum içeren gıda maddeleri

Sadece süt içemediğin için doğal kalsiyum alımından vazgeçmek zorunda değilsin. Çoğu meyve ve sebze türleri yeterince kalsiyum içeriyor. Özellikle pırasa, rezene, brokoli veya lahanadan âdeta kalsiyum fışkırıyor. Ancak susam, ceviz, hurma, hatta maden suyu bile bu besin maddesini içeriyor. Belki de – doktorunla görüşerek kalsiyum preparatları alman da mantikli olabilir.

 

3.Birlikte güçlü:D vitamini ve kalsiyum

Sadece D vitamini ile kombinasyon halinde kalsiyum vücutta depolanabilir. Örneğin balık, mantarlar veya yumurta sarısı yoğun D vitamini içeren gıda maddeleridir. Ancak temiz havada hareket çok daha etkilidir:Güneş ışınları sayesinde cildimiz D vitamini üretebilir. Öyleyse dışarı çıkalım ve güneş ışınları depolayalım!

 

Gün ortası kısa uyku: Büyük etkiye sahip küçük mola

Öğle uykusu, şekerleme veya gün ortası kısa uyku:Tümü, herkesin istediği, ancak çok azımızın gerçekten yapabildiği, aslında hak ettiğimiz öğle uykusunu tanımlıyor. Oysa ki günlük iş hayatında bile birkaç dakika kestirmek için sayısız neden var. Çünkü gün ortası kısa uyku bizi sadece daha performanslı değil, aynı zamanda daha mutlu yapar. Bunun nedenini ve en iyisi nasıl “kestireceğini” buradan öğrenebilirsin.

 

Bunu tecrübe etmeyen var mı? Öğle yemeğinden sonra işe döneriz, ama bir şekilde sabahki konsantrasyonu ve odaklanmayı yakalayamıyoruz. Bunun nedeni biyolojik ritmimizdir. Bize öğle saatlerinde yorgun ve bitkin hissetmemizi ‘söylüyor’.

Çoğu o anda kabul görmüş bir fincan kahveye el atıyor. Ama onun etkisi uzun sürmüyor – ve canlandırıcı etkisi kendini ancak yaklaşık 30-40 dakika sonra gösteriyor

Öğle saatindeki gün ortası kısa uyku çok daha sağlıklı ve etkilidir. Yaklaşık 10-30 dakika arası bir uyku günün ger kalanı için tekrar yeni enerji depolamak için yeterlidir. Ayrıca bir şekerleme sadece beynin yenilenmesine ve rahatlamasına yaramıyor. Moralin kötüyse gün ortası kısa uykunun moralimizi düzelttiği kanıtlanmıştır: Çünkü sadece birkaç dakika uyku “iyi hissetme hormonumuz” olan serotonin konsantrasyonunu yükseltiyor. Bu sırada “stres hormonu” olan kortizol metabolize edilir.

 

İşte gün ortası kısa uyku şu şekilde başarılı olur:

  • Doğru zamanı seç: En iyisi öğle veya erken ikindi zamanıdır. Vücudunu dinle:Kendini yorgun hissettiğinde zaman doğrudur.
  • Kendine doğru ortamı oluştur: Oda biraz karartıldığında vücudumuz için uykuya dalmak kolaylaşır. Bir uyku maskesi de yardımcı olabilir. Belki de sana rahatlatıcı müzik veya tam sessizlik iyi gelir.
  • Rahatına bak: Uyumaya uygun, rahat bir vücut pozisyonu al. Kanepe veya bir yatak, çalışma masası da olabilir.Kollarını masanın üzerine çapraz yerleştir ve kafanı üzerine koy. Ofis koltuğunda uyuyorsan, belki bir boyun yastığı yardımcı olabilir.
  • Alarmını ayarla: Yanlışlıkla derin uyku sürecine girmemek için, yaklaşık 15-20 dakika içinde çalacak olan alarmını kurmalısın. Ama gün ortası kısa uyku sırasında cep telefonunun sessiz getirilmiş olmasına dikkat et.
  • Gün ortası kısa uykudan sonra ayağa kalk: Kendini hâlâ yorgun hissetsen veya hiç uyuyamadıysan bile:Alarm çaldıktan sonra kalkman önemlidir. Biraz hareket ederek, bir bardak su içerek veya gerilip vücudunu esneterek kan dolaşımını hızlandır. Parlak ışık veya temiz hava da tekrar tam ayılmana yardımcı olacaktır.
  • Düzenli aralıklarla yap: Şekerleme için her zaman kusursuz ortam koşulları olmasa dahi:Alıştırmayla olacaktır. Günlük hayattaki düzenli dinlenme seni daha performanslı ve daha mutlu yapacaktır. Bu arada:Haftada sadece üç gün ortası kısa uyku kalp krizi riskini % 37’ye kadar azaltabiliyor.

Canlandırıcı ve şifalı: Nane

Nane bitkisinin canlandırıcı baharlı kokusu sadece yaz kokteyllerini ve tatlı yemekleri canlandırmıyor, aynı zamanda şifalı etkiye de sahip – hem de sadece solunum yolu hastalıklarında değil. Nanenin yapraklarında bulunan nane yağı hem virüslere karşı etkilidir, sindirimi hızlandırıyor, hem de zihni canlandırıyor. Hoş kokulu şifalı bitki hakkında burada daha fazlasını öğreneceksiniz. Hem de yaz aylarında küçük, canlandırıcı içecek için lezzetli bir tarifimiz var.

 

  1. Sindirim şikayetlerine karşı nane

Sindirim sorunlarında veya ağır bir yemekten sonra nane mideyi ve bağırsakları tekrar düzeltmeye yardımcı olur. Midedeki mide suyu salgısını uyarır – böylelikle sindirim desteklenir ve yanı sıra iştah uyandırılır. Bağırsakta şişkinlikler hafifletilir, bu sayede karın ağrıları da önlenebilir. Kronik karın ağrılarında nane papatyayla birlikte (ör. demleme çay şeklinde) tüketilmelidir.

  1. Hassas bağırsak sendromunda nane

Çok yaygın olan hassas bağırsak sendromunda nane, sıkça yan etkileri beraberinde getiren alışılagelmiş ilaçlara iyi bir alternatif teşkil ediyor. Nane sayesinde bağırsak kasları gevşer ve sinir hücreler sakinleştirilir, içerdiği mentol sayesinde ise ağrı hissi azaltılır. Bu konuda mide suyuna dayanıklı nane yağı kapsüllerinin alınması tavsiye edilir.

  1. Solunum yolları hastalıklarına karşı nane

Nane yağı sıvı salınımını destekleyici ve anti bakteriyel etkiye sahiptir ve solunum yollarını açar. Nane banyosu yapın veya naneyle solunum yapın.

  1. Baş ağrılarına karşı nane

Nane yağı gerilim tipi baş ağrılarında kasılmayı giderir. Yağdan birkaç damla alnına ve şakaklarına sürmen yeterlidir. Bu arada, nane yağı eczaneden aldığımız sıkça kullanılan ağrı kesici haplar kadar etkilidir. Haplar ise düzenli alındıklarında vücuda yüklenirler.

  1. Ağız sağlığı için nane

İşlenmemiş nane yaprakları veya (sıcak ya da soğuk) bir nane çayı antiseptik etkiye sahiptir ve bu nedenle gargarası olarak kullanılmaya son derece uygundur. Mentolü sayesinde nane ferah bir nefes sağlar. Ağız mukozası iltihaplarında da nane şifalı etkiye sahiptir.

 

Tarifimiz:Ferahlatıcı misket limonlu naneli su

Bu içecek özellikle sıcak günlerde harika bir ferahlama sağlar. Kış günlerinde malzemelere sıcak su dökmen yeterlidir; böylece soğuk algınlığına karşı bağışıklık kazanırsın.

  • 1 litre soğuk su (dinlenmiş)
  • 8 yaprak taze nane
  • Yaklaşık baş parmak büyüklüğüne taze bir zencefil parçası
  • 2 adet misket limonu
  • Buz parçaları

 

  1. Naneyi yıkayın ve küçük doğrayın, zencefili yıkayın ve ince dilimler halinde kesin. Misket limonlarını sıkın.
  2. Malzemeleri büyük, su dolu bir sürahiye koyun, buzları ekleyin ve biraz demlemeye bırakın. Biraz daha tatlı sevenler biraz bal veya agave şurubu ekleyebilir.

Badem sütü

Badem o kadar besleyicidir ki, beslenmemizde sabit bir bileşen olmalıdır. Badem sütü, küçük yemişleri frapelerde, kremalarda veya müslide de keyifle tüketmenin harika bir yoludur.

 

Küçük mucize çekirdekler

Badem sadece atıştırmalık katkısından fazlasıdır. Günde sadece 60 gramın sağlığımıza çok pozitif etkisi var. Bademde çok sayıda doymamış yağ asitleri, aynı zamanda büyük miktarlarda magnezyum, kalsiyum, bakır ve B ile E vitamini içeriyor.

 

Diyabete karşı koruma

Yeterince badem tüketirsek henüz birkaç ay sonra, insülin yoğunluğu diyabeti önleyecek kadar iyileştirilebilir.

 

Kalp için koruma

Bademdeki doymamış yağ asitlerinin kalp sağlığımıza şaşırtıcı bir etkisi var. Günde sadece 20 g badem kalp dolaşım sistemi hastalığından ölme riskini yarıya indirebilir.

 

Kemikleri güçlendirir

Yeterince badem tüketildiğinde osteoklastlar (kemik yıkımı yapan hücreler) yüzde 20’ye kadar azaltılır. Yüksek kalsiyum oranı kemiklerin güçlendirilmesini sağlar ve böylelikle kemik erimesini önler.

 

Cildi korur

Badem cildimiz için önemli olan E vitaminini içerir. Anti oksidan etkisi sayesinde daha fazla sıkılık ve esneklik sağlar: Yaşlanma karşıtı etki. Bir avuç badem bile cildimizin daha parlak ve daha sağlıklı görünmesini sağlar.

 

Sindirimi destekler

Bademin sindirim sistemimiz üzerinde probiyotik etkisi var. Yani bağışıklık sistemimizi destekleyen bağırsak bakterilerine besin sağlıyor.

 

Badem sütünü kendin yap:

 

  • 1 litre su
  • 6 yemek kaşığı beyaz organik badem ezmesi (badem püresi)
  • 10-20 adet çekirdeği alınmış hurma veya isteğe göre agave şurubu
  • İstediğin kıvamı elde edene kadar tüm malzemeleri püre haline getir.

 

Tavsiye: Güçlü bir mikserin varsa, badem püresi yerine 200 g organik bademi suyla püre haline getirebilirsin.

Laktozsuz ve sağlıklı ara aperatifler

İşte, üniversitede veya seyahatte miden kazındığında şu üç leziz tarife sevinebilirsin. Evde hazırlayarak molanın tadını çıkarabilir ve kafanı dinlenebilirsin.

 

Limon sulu egzotik meyve salatası

1 adet vanilya baklası

1 adet işlenmemiş misket limonu

½ papaya

½ mango

1 kivi

½ yıldız meyvesi (Karambola)

50 g altın çilek

3 yemek kaşığı şeker kamışı şekeri

100 ml su

 

  1. Vanilya baklasını boyuna yarıya kesin ve içini kazıyın. Misket limonu kabuklarını ince rendeleyin, misket limonu ortadan bölün ve suyunu sıkın. Papayayı, mangoyu ve kiviyi küpler halinde doğrayın. Yıldız meyvesini dilimleyin, altın çilekleri kabuklarından çıkarın ve ikiye bölün.
  2. Su, şeker, vanilya baklasını ve içini misket limonu suyuyla kaynatın. Meyveleri ve misket limonu kabuklarını bir kâseye koyun. Misket limonu sosunu meyvenin üzerine aktarın ve soğumasını bekleyin. Buz dolabında soğumaya bırakın.

 

Baharatlı avokado sosu

½ avokado

2 yemek kaşığı limon suyu

3 adet çeri domates

Bit tutam tuz ve karabiber

 

  1. Avokadoyu ikiye bölün, çekirdeğini çıkarın ve meyvesini kabuğundan ayırın. Limon suyu, tuz ve karabiber ile karıştırın.
  2. Bir kavanoza koyun, domatesleri ayrı taşıyın. Tam tahıllı ekmek veya baget ekmek ile çok lezzetlidir.

 

Kayısılı Hindistan cevizli çubuklar

2 yemek kaşığı tereyağı

50 g bal (süzme)

4 yemek kaşığı şeker kamışı şekeri

100 g kurutulmuş kayısı

½ portakal

100 g kavuzlu buğday

50 g rendelenmiş Hindistan cevizi

4 yemek kaşığı doğranmış badem

 

  1. Balı, şekeri ve tereyağını kaynatın. Kayısıları küp şeklinde doğrayın. Portakalı sıcak suda yıkayın, kurutun, kabuğunu rendeleyin ve suyunu sıkın. 1 yemek kaşığı portakal suyunu ve kabuğunu, kavuzlu buğdayı, rendelenmiş Hindistan cevizini, bademi ve kayısıları tereyağıyla karıştırın.
  2. Islatılmış plastik ıspatulayla harcı fırın kağıdı serilmiş tepsiye (yakl. 1,5 cm kalınlığında) sürün. Isıtılmış fırında 150 °C’de yakl. 25 dakika pişirin.
  3. Soğumaya bırakın ve çubuklar halinde kesin.

Akşam için sağlıklı aperatifler

Rahat bir film akşamında veya arkadaşlar ya da aileyle keyifli bir sohbette bu aperatifler harika bir değişiklik sağlıyor. İster yoğun baharatlı veya yoğun meyve tadıyla: Tariflerimiz bir çırpıda hazırlanır, hem de sağlıklı ve düşük kalorilidir. Bu sayede rahat bir şekilde akşamın tadını çıkarabilirsin.

 

Körili havuç cipsi

250 g havuç

½ yemek kaşığı zeytinyağı

1 yemek kaşığı toz köri

Bir tutam tuz

 

  1. Fırını ısıtın (180 °C). Havuçları soyun ve ince şeritler halinde kesin. Zeytinyağı, köri ve tuz ile karıştırın.
  2. Fırın kağıdı serili bir tepsinin üzerinde yan yana yerleştirin. Yaklaşık 12 dakika pişirin.

 

Çikolata başlı meyveler

İsteğe göre meyve (çilek, ananas, armut, üzüm vs.)

150 g bitter çikolata (en az % 75 kakao oranı)

 

  1. Meyveleri lokma büyüklüğünde parçalara kesin, çikolataya küçük parçalara doğrayın ve karıştırarak benmari usulü eritin.
  2. Meyveleri bir çatalla yarısına kadar sıvı çikolataya daldırın ve tabağın üzerinde donmaya bırakın.

 

Maracujalı Hindistan cevizli içecek

½ litre Maracuja suyu

¼ litre Hindistan cevizi sütü

1 adet limon

1 tatlı kaşığı bal

1 muz

 

  1. Limonu sıkın, muzu büyük parçalar halinde kesin.
  2. Tüm malzemeleri yüksek bir kaba koyun ve püre haline getirin.

Karnınızın iyi hissetmesi için: Rezene

Akdeniz Bölgesinden gelen yeşil-beyaz yumru herhalde her evde çay yapılarak kullanılıyor. Hem de en çeşitli hastalıklarda. Anetol ve fenkon bileşenleri balgam söktürücü etkiye sahiptir ve bu nedenle öksürük ve nezle gibi soğuk algınlığı şikayetlerine iyi gelir. İçerdiği eterli yağ ayrıca sindirim şikayetlerini ve karın kramplarını hafifletir. Çoğu zaman yemekten sonra tokluk hissini belirgin derecede azaltmak için bir fincan rezene çayı yardımcı olur. Rezene özellikle bebeklere ve küçük çocuklara çok iyi gelir. Harici kullanımda rezene yağı göbek masajlarında karın-bağırsak şikayetlerini hafifletmeye yardımcı olabilir. Ayrıca rezene yağı kokusunun ruha dengeleyici ve güçlendirici etkisi var.

Kremsi rezene çorbamız sadece karnına iyi gelmeyecek, aynı zamanda kalsiyum deposudur, kemiklerini güçlendirir ve sana gün için enerji verir.


Tarif:

1 adet rezene kökü

200 g patates, soyulmuş

2 adet soğan

2 yemek kaşığı zeytinyağı

1 litre sebze suyu

Karabiber, kurutulmuş kişniş

Doğranmış badem

 

  1. Rezeneyi ince dilimler halinde doğrayın, soğanları küçük doğrayın, patatesleri küçük küpler halinde getirin.
  2. Tencerede yağı ısıtın, soğanları pembeleştirin. Sebze suyunu, rezeneyi ve patatesleri ekleyin. Bir taşım kaynatın ve kapağı kapatarak yaklaşık 20 dakika kısık ateşte pişirin.
  3. Tümünü blenderden geçirin ve karabiber ile kişnişle tatlandırın. İstediğiniz kadar doğranmış bademle süsleyin.

Laktoz intoleransındaki semptomlar

Mide bulantın ve karın ağrın mı var? Hem de lorlu tatlıdan sadece azıcık tattığın için mi? Laktoz intoleransın olasılıkla daha ileri derecededir. Başkaları ise şikayetler ortaya çıkmadan daha büyük miktarda süt şekerini kaldırabilir. Laktoz intoleransındaki semptomlar farklı derecede dışa vurulabilir. Bu, bağırsakta hâlâ laktazın üretilip üretilmemesine bağlıdır. Ve ne kadar süt şekeri tükettiğine de. Prensip olarak süt şekeri tüketildikten yaklaşık 15 ile 30 dakika sonra ilk şikayetler ortaya çıkar.

 

  1. Şikayetlerinin nedenleri

Laktoz intoleransında sindirim enzimi laktaz sadece çok az, hatta hiç mevcut değildir. Yani laktoz artık parçalanamıyor. Sindirilmeden ince bağırsaktan kalın bağırsağa ulaşıyorlar. Orada bakteriler laktoza hücum eder ve gaz üreten fermantasyon sürecini sağlar. Bu gazlar şişkin bir karınla belli olur. basınç başka rahatsız edici şikayetlere de yol açar:

  • Karın ağrıları ve karın krampları
  • Mide bulantısı, icabında kusma
  • İshal
  • Kabızlık
  • Bağırsak şişkinlikleri

 

  1. Diğer olası semptomlar

Başka vücut bölgelerinde de laktoz intoleransı semptomlarının dışa vurulması mümkündür. Bunun kesin nedenler henüz net değildir. Olasılıkla laktozun bakteriyel ayrışmasıyla kalın bağırsakta zehirli metabolik artıklar oluşur. Bunlar ise kan üzerinden sinir dokularına ulaşır ve orada şikayetlere yol açar. Olası semptomlar şunlardır:

  • Baş ağrısı
  • Baş dönmesi
  • İsteksizlik
  • Uyku bozuklukları
  • Kalp ritmi bozuklukları
  • Romatizmal ağrılar

Laktoz içeren gıda maddeleri

Süt, süt şekeri içerir – bu mantıklı. Ama salam, pizza veya ilaçlar da mı? Bu nasıl olur? Burada hangi gıda maddelerini kaldırıp, hangilerini daha az kaldıracağını öğreneceksin.

 

  1. Süt ürünleri:

İnek, koyun veya keçi sütü çok laktoz içerir. Bu nedenle bunlarda üretilen süt ürünlerinden de kaçınmalısın. Aşağıdaki liste sana laktoz içeren süt ürünlerinin bir özetini veriyor.

  • Krem peynir
  • Süzme peynir
  • Eritme peynir
  • Taze peynir türleri
  • Kahve kreması/ Yoğunlaştırılmış süt
  • Kefir
  • Peynir altı suyu
  • Lor peynir
  • Ekşi krema
  • Smetana
  • Krem freş
  • Tatlı krema (kremşanti)
  • Yayık ayranı
  • Yoğurt (bazı çeşitleri)
  • Sütlü çikolata
  • Dondurma

 

  1. Özel durum peynir, yoğurt ve tereyağı

Laktoz intoleransı olmana rağmen bazı süt ürünlerini kaldırman gayet de mümkündür. Bazı peynir türleri örneğin sadece küçük bir miktarda – çoğu zaman 100 gramda 0,1 gramdan az laktoz içerir. Genel kural:Peynir ne kadar olgunsa, o kadar az süt şekeri içerir.

Yoğurtta laktoz miktarı işlenme şekline bağlıdır. Doğal probiyotik yoğurt çoğu zaman laktoz intoleransında da iyi kaldırılabiliyor.

 

Tereyağının laktoz miktarı 100 gramda 0,6 gram ile kaşardaki miktardan daha yüksek olsa da, çoğu zaman ekmeğin üzerindeki küçük miktarları nedeniyle tüketimi sakıncasızdır.

 

Normalde, süpermarketteki laktozsuz varyanta el uzatmadan kaşar türlerini, doğal yoğurdu ve tereyağı tüketebilirsin. Ancak burada yine şu geçerlidir: Dene. Herkes aynı miktarı aynı derecede kaldıramayabilir.

 

  1. Laktoz ve gıda maddesi endüstrisi

Şimdi soralım:Salam gibi gıda maddeleri veya hazır yemekler neden süt şekeri içeriyor? Bu, laktozun gıda maddesi endüstrisi için çok sayıda faydalı özellikleri beraberinde getirmesinden kaynaklanıyor. Fiyatı uygun madde, örneğin keklerde veya hamur karışımlarında aroma taşıyıcısı olarak görev yapar. Süt şekeri ayrıca unlu mamullerin veya sosislerin iştah açıcı renklerine ulaşmalarını sağlar. Hazır ve derin dondurulmuş yemeklerde tatlandırıcı olarak da kullanılıyor. Yüksek su bağlama kapasitesi sayesinde laktoz sıkça bağlayıcı madde olarak da kullanılır. Bilhassa yoğurt gibi gıda maddelerine daha yoğun bir katılık verir. Yağı yoğun bir şekilde azaltan gıda maddeleri bu nedenle laktoz içerir, çünkü bu sayede kalori miktarının değiştirilmesine hemen hemen hiç gerek kalmaz.

 

  1. Gizlenmiş süt şekeri:

Çok çeşitli özellikleri nedeniyle laktoz gıda maddesi endüstrisinde kullanılıyor ve bu nedenle de çok sayıda üründe gizli olarak mevcuttur. İçindekiler listesine bakmaya her zaman değer. Ancak esas olarak hazır ürünlerden kaçınmalısın. Taze hazırlanmış yiyeceklerin tadı zaten daha iyi. Burada bazı laktoz içeren ürünler sıralanmıştır:

  • Salam/ Sosis
  • Derin dondurulmuş pizza, hazır çorbalar vs. gibi hazır yemekler
  • Galeta unu
  • Patates püresi
  • Bisküvi
  • Salata sosları
  • Tatlandırıcılar
  • Müsli karışımları
  • Ekmeğe sürülen mezeler
  • İlaçlar/ Haplar (hepsi değil!)

 

  1. Bu da ilgini çekebilir:
  • Bazı ambalajlarda “Eser miktarda süt içerebilir” ibaresini okuyoruz. Bu ibare, ürünü kaygısız olarak tüketebileceğin anlamına gelir. Süt oranı burada önemsenmeyecek kadar az ve laktoz intoleransında tolerans sınırının çok altındadır.
  • Peynirin verilen karbonhidrat oranı peynirdeki laktoz miktarına eşittir. 0,0 g karbonhidrat oranı belirtilirse, bu peynirin laktozsuz olduğu anlamına gelir. İstisna:Rendelenmiş peynire nişasta ekleniyor. Bu durumda laktozsuz peynirde bile karbonhidrat oranı 0 g değil.
  • Bir gıda maddesinin bileşenleri tamamıyla içindekiler listesinde belirtilmelidir; ancak bir gıda maddesi herhangi bir süt ürünü içeriyorsa, laktozun ayrı olarak yazılmasına artık gerek yoktur.

Laktoz içeren ürünlerden vazgeçmek günlük hayatta artık o kadar kolay değil, hatta bazen imkansızdır. Bu tarz durumlar için yanında her zaman bir laktoz preparatı bulundurmalısın.

Laktoz intoleransında beslenme

Laktoza son mu? Bu mümkün mü? Böyle bir durumda ne yiyebilirim?

Tespit edilen bir laktoz intoleransında beslenme değişikliği önemlidir, ancak bu düşündüğün kadar kötü değil. Burada, günlük yaşamında laktoz intoleransıyla beslenmeye ilişkin birkaç ipucu bulabilirsin.

 

  1. Az laktozlu veya laktozsuz mu? Kendi beslenme uzmanın ol

Şimdi olabildiğince az laktozlu ya da laktozsuz beslenmek önemlidir. Toplumumuzda bu imkansız mı? Endişe etme – çok sayıda ürünün süt şekeri içerdiği doğrudur, ancak zamanla çok sayıda laktozsuz alternatifin de olduğunu tespit edeceksin. Ve çeşitli web sitelerinde, bloglarda ve yemek kitaplarında sayısız laktozsuz tarifler de var. Yani iyi bir yemekten vazgeçmek zorunda kalmayacaksın.

Bu arada:Laktoz intoleransı olan her kişi kendine özgü bir süt şekeri tolerans sınırına sahiptir. Bazıları süt şekerini hiç kaldıramaz, bazıları ise küçük miktarları kaldırır. Ne kadar laktoz kaldırdığını veya hangi ürünlerden uzak durman gerektiğini zamanla kendi başına öğreneceğine kesin gözle bakabilirsin.

 

  1. Laktoz preparatları:Günlük yaşamdaki küçük kurtarıcılar

Senaryomuz:İş ortağıyla restorana gidiyorsun, menüde yakından uzaktan laktozsuz bir yemekten yok. Veya:Annen sana doğum gününe lezzetli bir çikolatalı pasta yapmış ve onu hiç de reddetmek istemiyorsun. Günlük hayatta sayısız olan böyle anlar için sana laktoz preparatları yardımcı olur. Onlar vücutta bulunan laktaz enzimini içerir, bu sayede süt şekeri sindirimini desteklerler ve günlük hayatta stresin çoğuna karşı koymana yardımcı olurlar. Böylece yukarıda bahsi geçen senaryolardan kurulmuş olursun.

 

  1. “Laktozsuz” ürünler:Her zaman en iyi alternatif değil

Cazip görünüyor:Tüm süt ürünleri süpermarkette laktozsuz varyant olarak da mevcut. Gerçekten de “laktozsuz” etiketine sahip ürünlerin yelpazesi gittikçe artıyor. Tabii ki bunun iyi bir yanı da var. Yine de şuna dikkat etmelisin:Zaten neredeyse hiç süt şekeri içermeyen, “laktozsuz” etiketine sahip gıda maddeleri var. Örneğin tereyağı veya eski kaşar. Kesin “laktozsuz” bir tanım çoğu zaman onları sadece gereksiz şekilde pahalı hale getiriyor ve daha çok gıda maddesi endüstrisinin cirosuna yarıyor.

 

  1. İkincil laktoz intoleransında beslenme

İkincil laktoz intoleransında önce tetikleyen hastalık (ör. bağırsak iltihaplanması (Morbus Crohn), hassas bağırsak) tedavi edilmelidir. Bu süre zarfında laktozsuz beslenmelisin, bu bağırsağını koruyacaktır. Ardından, doktorundan onay alarak azar azar tekrar laktoz içeren gıda maddeleri tüketebilirsin.

 

  1. Doğuştan laktoz intoleransında beslenme

Burada hızlı davranmak gerekir. Bu sayede bebeğin sıvı kaybı ve eksik beslenmesi önlenir. Çocuğa özel laktozsuz bebek besini verilir ve çocuk ileride de sıkı bir laktozsuz diyete uymak zorundadır.

 

 

  1. Başka yararlı ipuçları
  • Yeterli kalsiyum almaya dikkat et. Besin maddesi normalde vücuda çoğunlukla süt ürünleri üzerinden aktarılır. Çoğu meyve ve sebze türleri yeterince kalsiyum içerir. Doktorun sana ek olarak kalsiyım preparatları yazabilir.
  • İnek sütü yerine lezzetli, laktozsuz alternatiflere, ör. soya, badem veya kokos sütüne ne dersin?

Bazı laktoz içeren gıda maddeleri laktoz intoleransında da iyi kaldırılabiliyor, çünkü çoğu zaman 100 gramda 0,1 gramdan daha az laktoz içerirler. Doğal yoğurtlar, uzun süre olgunlaşmış sert peynir türleri bunların arasında yer alıyor. Burada da şu kural geçerlidir:Dene. Herkes aynı miktarı kaldıramayabilir.